Şapkadaki tavşanlar ve kürek mahkumları

Eskişehirspor’un durumunu özetlemeye gerek var mı? Borç gırtlakta, gelir sıfır, transfer tahtası kapalı ve en önemlisi salgın sebebiyle tek moral kaynağı olan taraftardan mahrum bir kulüp… İşte böyle bir ortamda ligin ikinci yarısına altyapı teknik ekibi yönetiminde hazırlanan Eskişehirspor’da yönetimin “transfer tahtasını” açıp açamayacağı sorgulanıyor. Kimse “nasıl olacak bu iş?” diye sormuyor… İsteniyor ki Eskişehirspor yönetimi “şapkadan tavşan çıkarsın!” Tamam sihirbazlar bir yolunu bulup “şapkadan tavşan çıkarıyor” ancak Eskişehirspor’da işler sihirbazlık ötesi… Hepten umutsuz vaka değil elbette “transfer tahtasının açılması” meselesi… Öyle çok(!) değil canım, “2.6 milyon Avro” yani 23 milyon TL civarında bir para bulunursa transfer tahtası açılabilecek. “Transferin açılması” için soru soranların taşın altına elini soktuğunu görmedik bugüne kadar. Onlara göre Eskişehirspor Kulübü başkanı ve yönetim kurulu üyeleri “kürek mahkumu” sanki… Yahu adamlar “gemiyi yüzdürüyor” ancak gemide var olan delikler o kadar çok ki, hangi deliği tıkasalar bir başkası çıkıyor karşılarına…

+++

Bir Cemali bu kadar getirdi, sıra kimde…

O kadar çabuk unutuyoruz ki gelişmeleri… Eskişehirspor’un bugünkü sıkıntılarından bugünkü başkan ve yöneticiler sorumlu değil… Hatırlayın sıkıntılı günlerde ara transfer döneminde transfer tahtası açılmış, takım kümede kalma başarısı da göstermişti. O zaman Eskişehirspor Kulübünün en genç başkanlarından Kaan Ay Medipol Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ ile o dönemde Eskişehirspor’da sol kanat oyuncusu olarak yer alan Cemali Sertel’in transferi konusunda anlaşmış ve oluşturulan kaynakla transferi açmıştı. Gümüşdağ  hem transferi gerçekleştirmiş hem de Cemali’yi Eskişehirspor’a 1.5 sezonluğuna kiralık olarak göndermişti.  O gün şapkadan tavşan çıkaran Kaan Ay bile rahat bırakılmadı bırakıp gitmek zorunda kaldı. 

Öte yandan şimdi elimizde en az Cemali kadar değerli isimler var elbette. Örneğin Bilal Ceylan, Mehmet Özcan… Ancak o günkü şartlar ile bugün salgın şartları arasında o kadar büyük bir fark var ki… Kimse gelip “al sana 1 milyon Avro ver bize Bilal’i ya da Mehmet Özcan’ı” diyemiyor. Herkes transferi “bedavaya” getirmek için fırsat kolluyor anlayacağınız... Hele Eskişehirspor bu kadar sıkıntıdayken…

+++
 
“Hoş geldin kış” ve bir hatırlatma…

Nihayet şükürler olsun beklenen kışın ayak seslerini gördük ve yaşamaya başladık. Kış şartları kendini gösterdiğinde aklıma hep garipler, mekansızlar gelir. Yıllar, yıllar önce o zaman çalıştığımız gazetenin bürosu meşhur Eskişehir Pasajı'nda idi. Ağır kış şartları bastırmış hava geceleri -16'ları gösteriyor havadan adeta buz yağıyordu. Biz ise yanmayan kaloriferlerin eksikliğini gidermek için büroda yaktığımız katalitik sobaya yaklaşarak ısınmaya çalışıyorduk. Yine o dönemde pasajın etrafında bir iki bağımlı ve mekansız dolaşırdı. Yine çok soğuk bir akşamda mekansızlardan birisi bürodan içeri daldı doğru katalitik sobanın yanına giderek ellerini ovuşturmaya başladı. O an dışarıdaki soğuktan değil o garibanın içeriye süzülüşündeki vücut dili ve çaresizliği görünce donup kalmıştım. İşte o gün bugündür her soğuk havada o anı hatırlarım. Sonraki yıllarda mekansızlara geçici de olsa barınma imkanları sağlanmaya başladı. Hem covid-19 salgını hem de soğuyan havalar bu yıl işi daha da zorlaştırıyor olabilir. Şimdi de her şeye rağmen garibanları unutmayalım diyorum…