22/01/2021 14:30 00/00/0000 00:00
Nural Kayabaş
Eskişehir'in en eski radyolarından birinin yöneticisi olan Nural Kayabaş ile Eskişehir'de radyoculuğu konuştuk. Mesleğine aşkla bağlı birisiyle bu konuyu konuşmak bizim için çok keyifliydi. Herkese keyifli okumalar diliyor, sorularımıza geçiyorum.
Merhaba Nural Hanım, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba ben Nural Kayabaş. Eskişehirliyim. Radyo programcılığına alaylı olarak başladım. Diplomam ise çok farklı bir bölüm=) Ama keyif aldığın işi yapmak ve ayakların geri geri gitmeden işine gitmek en önemlisi diye düşündüğüm için bugün Es Fm’in işletmesini yapıyorum.
Radyo maceranız nasıl başladı?
Müzikle çok fazla içli dışlı olan bir aileden geliyorum. Her anımızda hemen hemen müzik vardır. Kaset ve cdlerin eksik olmadığı bir aileydik. Radyo da fazlasıyla dinleniyordu, ben de sık sık dinliyordum. Radyo radyo programcıları kovalıyordum desem yeri var. Kim hangi saatte hangi radyoda yayında biliyordum. Bir gün ''Ben de bu işi yapabilirim, neden yapmıyorum?'' diye düşünmeye başladım. Kendi sesimi kaydetmeye başladım, bir radyodaymışçasına yayınlar yapıyordum. Eee haliyle bunun sonunda kendimi radyo net - biber fm'de buldum lise 2 öğrencisiyken, sene 2010 yılıydı sanırım. Bu serüvene orda başladım. Daha sonra da Tempo Radyo'da yaklaşık 5-6 yıl çalıştım. Şimdi ise kendi radyomuz var. Aynı hırs aynı heyecanla devam ediyorum diyebilirim. Radyoculuk içimde yanan bir ateştir. =)
Sizi radyoya bağlayan duygu nedir? Çünkü gerçekten zor bir alan, 24 saat açık kalması gereken nadir işletmelerden birisi.
Az önce de dediğim gibi bu yanan bir ateş. Ne kadar uzak kalsan da ne kadar ara versen de içinde bir yerlerde yanmaya devam eder bu ateş. Ve bir gün o mikrofonun başına oturduğunda sanki hiç ara vermemişsin, her gün o mikrofona konuşuyormuşçasına yayın yaparsın. Bu farklı bir duygu benim için. Bir kere ben müziği çok seviyorum. Hayatımın her alanında müzik var. Düşünsenize yayın yapıyorsunuz ara veriyorsunuz o arada müzik dinliyorsunuz. Bundan daha fazla keyif verici bir şey daha yoktur herhalde.=) Uzaktan zor gibi görünüyor karmakarışık geliyor olabilir ama bana zor gelmiyor, sanırım yılların vermiş olduğu tecrübeden ötürü bu durum.
FM radyoculuğu Eskişehir’de aslında çok erken başlamış ve ülke çapında radyocular da yetiştirmiş. Sizce şu an Eskişehir radyoculuğu ne durumda?
Şu an Eskişehir’de radyoculuk yapılmadığını düşünüyorum. Ama yapılırsa da işte böyle yapılır diye düşündüğümüz için Erge ile Es fm’in işletmesini aldık. Eskişehir'de bilmeyen dinlemeyen kalmayacak.=)
Bu sektörün en keyifli yeri neresi? Mikserde olmak mı, mikrofonda olmak mı, yoksa reklam departmanında olmak mı?
E hepsi diyebilir miyim? =) Şimdi zaten şöyle bir şey var mikrofon başındaysan mikseri de sen yönetirsin, onu ayıramazsın. Reklamcılık da çok güzel. Sen yayın yaparken aslında bir bakıma radyonu pazarlıyorsun. Kaliteli, insanların eğlendiği, kapatmak istemeyeceği bir program yapmalısın ki radyon dinlensin, reklamların dinlensin. Bu da doğal olarak reklamı getiriyor. Yayın ne kadar kaliteliyse reklam potansiyeli de doğru orantılı yükseliyor. İlla bir seçim yapmam gerekiyorsa da sanırım mikrofonda olmak reklamcılıktan bir tık fazla basıyor benim için.
Dijital mecralar görsel medyayı ciddi sarstı ancak radyolar enerjisini hiç kaybetmedi. Sizce neden?
Müzik. Ben müziğin payının olduğunu düşünüyorum. Eee tabi pandemi dönemi de buna çok fazla destek oldu diyebiliriz ama radyo bitmez, bitmeyecektir de. Ben böyle düşünüyorum. İlla ki herkes arabasında giderken bir radyo kurcalar. Dinlemeyen yoktur. Müzik dinleme ihtiyacından kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Acılı olduğunda da müzik ile derman bulmaya çalışıyorsun, çok mutlu olduğun bir anda da dans etmeye başlıyorsun. Ruhun gıdası işte.
ES FM ne tarz bir radyo? Kimler dinliyor ES FM’i?
Es fm 105.5 frekansından çıkan yüzde yüz Türkçe pop müziğinin en iyilerini dinleyicisiyle buluşturan eğlenceli yayınlarıyla da süsleyen bir radyo.
Türkçe pop dinleyen herkes, esnaflar da dükkânlarında rahatlıkla açabilir, fabrikada çalışanlar da, taksi otobüs şoförleri de. Her kesime hitap ediyoruz diye düşünüyorum. Yolu kaliteli Türkçe pop dinlemek isteyen herkese hitap ediyoruz.
İdealinizdeki yerel radyo ile şu anki ESFM aynı çizgide mi? Bu konuda çalışmalarınız var mı?
1 Aralık'ta biz işletmesini aldık. Aldığımızda beklediğimden de vahim bir durumdaydı ama şu 1-1.5 ayda çok daha iyi bir konuma geldi. Şu an hedeflediğim durumda olduğunu da söyleyemem. Çok çok güzel geliyoruz yaza, gümbür gümbür geliyoruz. Çalışmalarımız, fikirlerimiz var pandemi de son bulursa müthiş projelerle Eskişehirlilerle buluşturacağız.
Eskişehir’de radyocular arasında bir birlikten söz edebilir miyiz?
Elbette söz edebiliriz. Biz rakibiz ama düşman değiliz. Yunus fm işletmecisi Murat Albayrak, mavi radyo işletmecisi Alişya baba. Biz görüşmeye, irtibat kurmaya elbette devam ediyoruz. Basın geceleri olurdu eskiden, bir masada oturup konuşuruz hiç problem değil. Herkes kendi ekmeğinin peşinde. Bir düşmanlık yok aramızda.
Ülke genelinde bir birlik var mıdır? Varsa ne gibi katkıları var?
Ulusal radyolarda da düşmanlık olduğunu zannetmiyorum. Ki pandemi döneminde ortak yayınlar dahi yapıldı. Bence bu çok güzel bir durum.
Eskişehir radyo reklamlarına nasıl bakıyor? Beklentileri karşılıyor mu?
Bu soruyu keşke sormasaydın. Sabaha kadar konuşabilirim bu konu hakkında.=)
Eğer ki karşınızda bilinçli, reklamın önemini, farkını kavramış bir esnaf varsa her şey çok kolay ilerliyor. Ki zaten böyle esnaflarla bir problem yaşamıyorum. Ama Eskişehir'de bütün esnaflar böyle değil. Reklamın çevresi olduğunu iddia eden yüzlerce esnaf var. Bu algıyı da Eskişehir'de yıkmak hayli zor. Çevresi bir esnafa nasıl yeter anlayamıyorum. Bir ürününüz var bunu sadece çevrenizdeki insanlara satarak mı geçineceksiniz? Neden Eskişehir'de yaptığınız işle öne çıkmıyorsunuz ki? Sektör neyse, o sektör söylendiğinde şu firma diye akla gelen ilk isim olmak bu kadar kötü olamaz diye düşünüyorum, ama bunu bazı Eskişehir esnafına anlatamıyorum. Açıkçası anlayacağını da düşünmüyor, kendilerini çevreleriyle olan düzenli birlikteliklerinde ve alışverişlerinde başarılar diliyorum.
Hep verdiğim bir örnek vardır. Yahudi mantığı. On kazanıyorsan dokuzunu reklama ayır demişler. İnanın bu örneği verdiğim bir esnaftan aldığım cevapla bir süre kendime gelememiştim. Cevap: Biz Yahudi miyiz? Şaka değil yüzde yüz gerçek yaşanmış bir diyalogdur bu. Öyleyse tv reklamlarında neden her kuşakta bir eti, bir coco cola reklamına rastlıyoruz. Bu isimlerin reklama ihtiyacı mı var ? Çok paraları var sanırım harcamak istiyorlar. =)
Her neyse dediğim gibi sabaha kadar bu konu hakkında konuşabilirim. Kısa keseyim. Reklama önem vermeyen her firma, küçük esnaf olarak kalmaya mahkûmdur. Bunu bilir bunu söylerim. Çevresi içinde debelenir durur.
Samimi cevaplarınız için teşekkür ederiz. İyi çalışmalar diliyoruz, umarız Es-Fm'i Eskişehir'de bilmeyen kalmaz.
Ben de bu güzel soruları hazırlayan Çağdaş Özyazıcı’ya ve Frigya haber ailesine teşekkür ediyorum .Herkese mutlu bir 2021 yılı dinliyorum. Esfm’i dinlemeyi sakın unutmayın, tam 105.5