Bu rakamlara seviniyoruz ya…

Son dönemde kendisiyle baş etmekte zorlanırken yavrusu da ortaya çıkan covid-19 virüsü salgınıyla ilgili dün açıklanan verilere sevinir hale geldik. Günde ölüm vaklarının 200’ün altına inmesinden memnuniyet ifadeleri dikkat çekici.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, son günlerdeki açıklamalarında “Kısıtlamalara ve test talebindeki düşüşe bağlı olarak vaka sayıları beklenenden fazla gerilese de bunu kalıcı hale getirmek elimizde. Birlikte güçlüyüz" ifadelerine yer veriyor.
Rakamları çok tartıştık. Covid-19 salgınıyla mücadelede rakamlara takılı siyasi mücadelenin kimseye elbette bir faydasının olmadığını anlamışızdır. Halbuki rakamları tartışırken harcadığımız enerjiyi salgınla mücadelede kullansaydık bugün bu rakamlara asla sevinmezdik. Çok daha iyi durumda olabilirdik… Rakamlar elbette önemli, ancak rakamlar çözüm değil. Rakamlar sadece şeffaflık ve önlem alma konusunda bize yardımcı olabilir hepsi bu. “Maske, mesafe, temizlik” önlem,  hani o “etnik kimliği çok tartışılan aşı” çözüm ise rakamlar üzerinden kavga etmek yerine çözüme odaklanmak rakamlara sevinmekten daha önemli bir hamledir. 82 milyonluk ülkede hala temin ettiğimiz aşı miktarı 3 milyonlarda ise bu rakamı yukarılara nasıl çekeriz tartışması yaşansa neyse…

+++

(VAR)lık gösteremeden gitti!

“Gidenin arkasından konuşmak kolay!” neler yazar, neler söyleriz giden gittikten sonra. Eskişehirspor takımının başında toplam Ligde 13 maça çıkan ve bir kez bile sahadan galibiyetle ayrılamayan İlhan Var ile yollar ayrıldı. İlhan Hoca Eskişehirspor’a yabancı bir isim değil. Yılmaz Vural döneminde takımda yardımcı hocalık yapmış, Bozüyükspor ‘da çalışmış ve Eskişehirspor’u yakından tanıdığını düşünebileceğimiz bir isim. Ancak İlhan Hoca’nın geldiği gün ile gittiği gün arasında bir fark ortaya konulamadı. Bu sebeple son dönemde eleştirilerin odak noktasındaki isimdi İlhan Var. Nihayet onunla da yollar ayrıldı. İlhan Var ile bir varlık gösterilebilseydi, “seçilmiş 12 maçtan bir kısmı kazanılsaydı” bugün gidenin arkasından konuşanlar yine konuşurlar mıydı, yoksa İlhan Var’ı “yere göğe sığdırabilirler” miydi? Eldeki malzeme belli. Alt yapıdan takviye edilen isimler ile ligde var olma savaşı veren bir takım, borçlar ve FİFA dosyaları ile baş etmeye, üstüne üstlük kulübün günlük masraflarını da karşılamaya çalışan yönetim. Merhum Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel’in 70’li yılların ortalarında koalisyon hükümetleri döneminde göreve geldiklerinde yaşanan akaryakıt kuyruklarını soran gazetecilere, “benzin vaaadı da biz mi içtik?” sözünü hatırladım birden bire… Yani malzeme belli, sonuçlarda sürpriz değil.

+++

Taraftardan en akılcı teklif; Hürriyet!

Ligin ilk yarısı ne yazık ki 3 puanla tamamlandı. Yönetimin transferi açarak takımı takviye etmek için bir çaba içerisinde olduğu konuşuluyor. Ligin ikinci yarısı için eğer böyle bir imkan elde edilecek olursa bizim hemen üstümüzde bulunan takımlar ile aramızda kapanmayacak bir fark yok. Mücadele ederiz, hele tribünler açılırsa bu mücadele çok daha moralli ve çetin olur. Transfer yasağı kaldırılamayacaksa taraftarların önerdiği emektar futbolcumuz Hürriyet Gücer bu işi sezon sonuna kadar rahatlıkla götürebilir. Çaresizlikten değil yürekten Hürriyet’in bu görevi üstleneceğine taraftar inanıyor. Hürriyet Gücer hırslı, mücadeleci kimliği ile gençlere sadece motivasyon değil aynı zamanda çok ciddi bir rehberlik yapar!