Bir kere kulak verseniz yeter !...

Geçtiğimiz günlerde, “Çiftçiler ne istiyor, ne diyor?” başlığıyla yazdığımız yazıda Çiftçilerin “Tarlalarımızda gübreleme dönemi yaklaşırken, gübre fiyatlarına zam üstüne zam yapılıyor. En çok kullandığımız 5 gübre çeşidinde son bir yıldaki fiyat artışları yüzde 53 ile yüzde 90 arasında gerçekleşti. Ne olacak bu gübre fiyatları? Ürettiğimiz yeteri kadar değer görmezken, tüm girdiler dolara göre artıyor ancak dolar düşse de fiyatlar düşmüyor”  ifadelerine yer vermiş ve demiştik ki; “Toprağa sevdalı insanlara kulak vermezsek yarınlarımızın bugünlerimizden daha iyi olacağını söylemek imkansız. İşi laf kalabalığına getirmeye gerek yok, eken, biçen ve üreten kesime göstereceğimiz hassasiyet geleceğimize yapılacak en önemli yatırımlardandır.”   Önceki gün Muttalip Mahallesi’nde bir araya gelen çiftçiler, kendilerini ziyaret eden CHP Milletvekili Utku Çakırözer’e mağduriyetlerini anlatırken, “Sulama Birliği her birimize en az 2 bin lira olan faturalar gönderdi. Hem de kullanmadığımız su için. Ödeme yapmazsak hububat desteklerimizden kesinti yapılıyor. Hiçbir yetkili sesimizi duymuyor. Zaten borç içindeyiz, biz bu faturaları nasıl ödeyeceğiz?” ifadelerini kullanmışlar. Mevzu çok basit! Eken, biçen, üreten insanlarımızı anlamaya çalışmak için sadece “kulak vermek!” yetecek. Peki, kulak veren olur mu?

+++

“Hamili kart yakinimdir” diyenler kim?

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Vatandaşlarımıza ulaşarak 'aşıda öncelikli hale getireceğini' iddia ederek para talep eden dolandırıcılar hakkında adli işlem başlatılacaktır" açıklamasında bulundu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüs (Covid-19) aşısında öncelik sağlayacakları iddiasıyla vatandaşlardan para talep eden dolandırıcılar hakkında adli işlem başlatılacağını bildirdi. Söz konusu açıklamaların ardından sahtekarlığın boyutlarında yeni bir aşamaya geldiğimizi görüyoruz. Gelinen nokta “aşıda torpil” yalanına bile birilerinin “bedel ödediği” anlamının çıkmasına sebep oluyor. Vatandaşın bilinçaltına yerleştirilmiş, “hamili kart yakinimdir” anlayışının yeniden hortlatılması anlamına da gelen bu tip bir dolandırıcılığa kimler itibar etmiş, kimler etmemiştir bilmem. Bildiğim gerçek ise bu tip aşı üzerinden yapılacak kıyak için aracı olmak isteyenlerin ve bu aracılığa birilerinin bedel(!) ödeme niyetine girdiklerini anlıyor ve üzülüyoruz. Uyarı yerinde ve çok önemli, çürümüşlük, kalitesizlik üzücü ve yürek yakıcıdır.

+++

Bir başka bahara mı, önümüzdeki bahara mı?

Son kabine toplantısından sonra yaklaşık bir yıldır covid-19 salgını dolayısıyla büyük sıkıntılar yaşayan özellikle küçük ve orta ölçekli esnaf ve hizmet sektörünün beklediği “normalleşme adımlarının Mart ayından itibaren kademeli olarak” atılacağı açıklandı. Yapılan Bilim Kurulu toplantısından “İllerimizi düşük, orta, yüksek, çok yüksek riskli olarak sınıflandırma” önerisinin çıktığını da biliyoruz. Alınacak kararlara dikkat kesilen zor durumdaki sektörlerin Mart ayından itibaren beklentilerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği Eskişehir’deki vaka sayıları ile ilişkilendirilecek. Mart ayı baharın habercisidir. Umut edelim ki özellikle esnaf ve sanatkar kesimi için “yeni bir bahar” başlasın. Bu çağrıyı hepimizin çok iyi anlaması ve alınan önlemlere hassasiyetle uymamız durumunda normalleşmenin önünü açabileceğiz. Eskişehir ilklerin şehridir. Bilgimiz, birikimimiz bir başka bahardan önce önümüzdeki baharı yaşamamıza katkı sağlayacaktır. Haydi Eskişehir başarabiliriz…