Aradığınız kış mevsimine ulaşılamıyor mu? 

Ne sevindik, ne şaşırdık “kar yağışını görünce” değil mi? Tıpkı, “UFO gören masum köylü” gibi sevindik. Herkes kar görüntülerini sosyal medyadan paylaştı. Zaten çok meraklıyız ya! Her anını sosyal medyadan paylaşanların sayısı hiç az değil. Kafede, eğlencede, piknikte, hatta hastanede, trafikte görüntü çekip paylaşıyoruz. Seviyoruz sosyal medyada hayatımızın her anını paylaşmayı. Sonra da “WhatsApp” uygulamasını cep telefonlarında bulunduranlar “kullanıcılara yeni gizlilik sözleşmesi” onaylatma isteği üzerine milyonlar paniğe kapılmış. Hani devekuşu dedik ya! “Kafamız kumda, mabadımız açıkta!” farkında mıyız bilmem. Her neyse konumuz bu değil… İklim değişikliği, küresel ısınma, betonlaşma, çevre tahribatı ne derseniz deyin özellikle bu sene tablo gerçekten çok kötü… Yağışlar ya çok tahrip edici oluyor, ya da hiç yağmıyor… Böyle olunca kar yüzünü gösterince “masum köylü” rolünü üstlenip şaşırıyoruz. Kış Eskişehir için şöyle bir yüzünü gösterip çekti. Bugün ve yarın yağış gelir mi? Yoksa “aradığınız kış mevsimine ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar arayınız” cevabıyla mı karşılaşacağız?  Dua edelim; kar yağsın, toprak suya doysun, tarlalarımızdan bereket fışkırsın, hem insanımızın hem de çiftçilerimizin yüzü gülsün.

+++

Boncuk aramaya ne gerek var?

Eskişehirspor’da durumu özetlemeye gerek var mı? “Sağır Sultan’ın duyduğu gerçekler” üzerinden uzun uzun konuşmaya gerek yok. Kulüp borç batağının içinde sorumlular mı, onlar ortada yoklar. Bir avuç koca yürekli adam yanlışlarıyla, doğrularıyla kulübü ayakta tutmaya çalışıyorlar.  Kalabalıkların çoktan vazgeçtiği Eskişehirspor’dan onlar vazgeçmiyorlar. Bu durumu Kulüp Başkanı Mustafa Akgören şöyle özetliyor; “Şu an şehirden hiç destek alamıyoruz. Transferi açmamız çok zor. Şehir yorulmuş. Geçmişte yardımlar yapılmış destek olunmuş. Ancak onlarda haklı biz de haklıyız. Her şeye rağmen vazgeçmedik vazgeçmeyeceğiz!” Yönetimin çabası transferi açmak üzerine. Ancak öyle kolay bulunur para yok ortada. Her neyse başka bir tartışma var Eskişehirspor’da transferi açamıyoruz ama İlhan Var’ın istifasının artından teknik direktörlük koltuğuna kimin oturacağı merak ediliyor. Kimileri “Eskişehirli hoca olsun”, kimileri de “şehir dışından isimler olsun” diyor. Ben diyorum ki şehir dışından olunca başka bir şey mi oluyor? Bu şehrin çocuklarının başarılı olamayacağına dair bu ön yargı niye? İlhan Var kadar, Mustafa Özer kadar da mı bilmiyor bizim hocalarımız? Yapmayın Allah aşkına. Artık başkalarının “boncuklarını aramaktan” vazgeçin!

+++

Birilerine apolet, birilerine vefasızlık olmaz

Bu şehir bu takımın başında teknik direktör olarak kimleri gördü kimleri… Merhum Abdullah Gegiç, Abdullah Matay, Valeri Negau, Milorad Mitroviç, Arda Vural, Candan Dumanlı, Gürcan Berk, Yılmaz Vural, Aldoğan Argon, Güvenç Kurtar, Ersun Yanal, Ertuğrul Sağlam, Samet Aybaba, Mustafa Denizli hemen aklımıza gelenler. Aklıma hemen gelmeyenler kusura(!) bakmasın. Her neyse bizim şehrin çocuklarının ne eksiği var “lobisizliğin dışında?” Diploması olmayanlara bile takımı emanet etmişiz, bizdeki diplomalıları niye bir yerlere layık görmüyoruz. Serdal Eroy da, Ergin Işık da, Cengiz Seçsev de diğerleri de bu işin üstesinden fevkalade gelebilir. Yeter ki onlara imkan verelim ve rahat bırakalım. Hiçbir özelliği olmayanların CV’sine Eskişehirspor teknik direktörlüğü apoletini takarken bu şehrin çocuklarına duyarsız kalmamalıyız.